Son yapılan bilimsel araştırmalara göre ağrı ile yüksek tansiyon olarak da bilinen hipertansiyon arasında bir bağlantı vardır. Ağrı sempatik sinir sistemi aktivitesini ve kan basıncını artırabilirken, kan basıncındaki artış ise ağrıyı azaltabilir.
Ağrı vücutta bir şeylerin yanlış gittiğini gösteren bir bulgudur. Ağrı oluşmasında sinir sisteminin istemsiz bir tepki gösterir. Yani beyin ağrıyı algılar ve ağrıya neden olan durumun vücuda zarar vermesini engellemek için harekete geçer. Ağrı, akut veya kronik olabilir. Hem akut hem de kronik ağrı kan basıncını etkileyebilir.
Ağrı sinir sistemi tarafından algılandığında baroreseptör refleksi adı verilen bir mekanizmayı harekete geçer. Bu sistem kan basıncını kontrol eden mekanizmadır. Bu refleks vücuda kan akışını kısıtlamasını söyler ve bu da kan basıncını arttırır. Kan basıncındaki yükseklik ağrı artık algılanmayana kadar devam eder. Ağrı kaybolduğunda sinir sistemi baroreseptör refleksine kan damarlarını gevşetmesi ve kan basıncını normal seviyelere düşürmesi için talimat gönderecektir.
Akut ağrı, birdenbire ortaya çıkan ağrı türüdür. Bir hastalık, yaralanma veya iltihaplanma nedeniyle oluşabilir. Akut ağrı durumunda sempatik sinir sistemi aktive olur ve kalbin daha hızlı atmasına ve atardamarların daralmasına neden olan kimyasallar salgılanır. Ayrıca stres hormonu kortizon salınımı artar. Tüm bu reaksiyonlar kan basıncınızın aniden bir yükselmesine neden olur.
Akut ağrı hipertansiyona neden olmaz. Ağrı geçtikten sonra kan basıncı normale döner. Akut ağrı daha uzun sürdüğünde beyin vücudun endojen opioidler olarak adlandırılan doğal ağrı kesicileri serbest bırakmasını sağlar. Bu doğal opioidler ağrıya duyarlılığı azaltır ve bu da kan basıncını düşürür.
Geçmeyen akut ağrı kronikleşir. Haftalar, aylar ve hatta yıllar sürebilir. Bu tür ağrılar burkulma, enfeksiyon veya devam eden bir tıbbi durumla ilişkilidir. Kronik ağrı tablosu geçmişte herhangi bir yaralanma veya vücut hasarı olmaksızın da ortaya çıkabilir.
Son yapılan bilimsel çalışmalar kronik ağrıya sahip olmanın uzun süreli hipertansiyon geliştirme riskinizi artırdığını göstermektedir. En olası neden kronik ağrının endojen opioid reseptörlerini yıpratmasıdır. Akut ağrı gibi, kronik ağrı da endojen opioid tepkisini tetikler, ancak zamanla ağrı devam ettikçe opioidleriniz biter. Bu, ağrıya duyarlılığı artırma etkisine sahiptir. Uzun süreli ağrı hipertansiyona neden olur.
Yüksek kan basıncı, boyun ağrısı, baş ağrısı, baş dönmesi, görme sorunları, burun kanaması, yorgunluk, kafa karışıklığı, göğüs ağrısı, nefes almada zorluk, düzensiz kalp atışı, idrarda kan ve göğüste çarpıntı hissi gibi çeşitli semptomlarla fark edilebilir. Bazen de hiç belirti göstermeyebilir. Tansiyonunuzun yüksek olup olmadığını anlamanın tek yolu kontrol ettirmektir.
Aşağıdakiler kan basıncını yükseltebilir:
Ağrıya bağlı yüksek tansiyon ilaçlı veya ilaçsız tedavi edilebilir.
Aşağıdaki yaşam tarzı değişiklikleri ağrıyı ve kan basıncını yönetebilir:
Doktorunuz tansiyonu düşürmek için ilaçlar reçete edebilir. Genellikle diyabet, kalp hastalığı veya böbrek sorunları gibi mevcut diğer sağlık koşullarını dikkate alırlar.
Ağrının yanı sıra, yüksek kan basıncına yol açabilecek birçok faktörler vardır. Bunlar tedavi edilmezse ağrıya bağlı oluşan kan basıncı yüksekliği daha da kötüleşebilir. Kan basıncındaki iyileşme yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçların bir kombinasyonu kullanılarak yapılabilir.
Herkesin ağrı deneyimi farklıdır. Kronik ağrı sorununuz varsa yüksek tansiyonunuz da olabilir. Ağrıya bağlı yüksek tansiyonunuzu yönetmeyi öğrenmek, diğer sağlık komplikasyonlarını önlemek için çok önemlidir.
© Habib Bostan. All RIghts Reserved.
Değerli Hastalarımız:
COVID-19 Nedeniyle Kliniğimizde Aldığımız Önlemler Salgını Nedeniyle Aldığımız Önlemler COVID-19 (Koronavirüs) Salgını nedeniyle korunma amaçlı önlemler alarak hastalarımızı tedavi etmeye devam etmekteyiz. Çünkü siz değerli hastalarımızın sağlığı bizim için çok önemlidir.
Kliniğimizde aşağıdaki önlemleri almaktayız. Randevu aşamasında hastalar öncelikle ateş, öksürük, boğaz ağrısı gibi solunum yolu enfeksiyonu şikayetleri açısından sorgulanmakta, şikâyeti olan hastalar salgın döneminde kliniğimize kabul edilmemektedir. Aynı anda birden fazla hastanın karşılaşmasını önlemek için randevu saatleri her hasta için 30 dakika olarak ayarlanmıştır. Hastalarımızın yanında refakatçi olarak en fazla 2 kişi kabul edilmektedir.
Bütün hasta ve hasta yakınlarının maske takması gerekmektedir. Bekleme alanlarında sosyal mesafeye dikkat edilerek oturulması sağlanmaktadır.
Muayenehanede her gün günlük olarak yüzeyler ve bütün kapı kolları antiseptik temizleyiciler ile temizlenmektedir.
Aldığımız önlemler sizlerin sağlığı içindir. Salgının kontrol altına alınması ve daha fazla yayılmaması için herkes tarafından bu dönemde kurallara uyulması son derece önemlidir. Sağlığınız ve sağlığımız için kurallara uyalım.
Sağlık dolu günlerde buluşmak üzere…
Randevu için Mesajınızı Yazabilirsiniz