Stres, vücudun tüm sistemlerini etkilemektedir. Insan vücudu küçük dozlarda stresle basa çikabilir. Ancak bu stres uzun süreli veya kronik hale geldiginde insan vücudu üzerinde ciddi olumsuz etkileri olabilir.
Stresli olundugunda vücutta kaslar gerilir. Olusan bu kas gerginligi vücudun yaralanma ve agriya karsi korunma yöntemi olan strese karsi gelisen refleks tepkisidir.
Stres ile kasilan kaslar stres geçtiginde tekrar normale döner. Kronik stres varliginda vücuttaki kaslar sürekli olarak gergin kalir. Kaslarin uzun süre gergin olmasi vücudun diger reaksiyonlarini tetikleyebilir. Böylece vücutta stresle ilgili bozukluklar olusur.
Örnegin hem gerilim tipi bas agrisi hem de migren, omuzlar, boyun ve bas bölgesindeki kronik kas gerilimi ile iliskilidir. Bel ve üst ekstremitelerdeki kas-iskelet agrisi da stresle iliskilendirilmistir.
Kas-iskelet sistemi rahatsizliklarina bagli kronik agrili durumlar yaygin olarak görülür. Kas gerginligi stresle iliskili kas-iskelet iliskili rahatsizliklarin olusumunu hizlandirir.
Gevseme teknikleri, stres giderici faaliyetler ve terapilerin, kas gerginligini etkili bir sekilde azalttigi, bas agrisi gibi stresle ilgili belirli rahatsizliklarin görülme sikligini azalttigi gösterilmistir. Kronik agri çekenler için stres giderici aktiviteler ruh halini ve günlük islevlerini iyilestirdigi gösterilmistir.
Solunum sistemi hücrelere oksijen saglar ve vücutta olusan karbondioksit atiklarini uzaklastirir. Hava burundan girer ve bogazdaki girtlaktan, soluk borusundan asagiya ve bronslardan akcigerlere gider. Bronsiyoller daha sonra oksijeni dolasim için kirmizi kan hücrelerine aktarir.
Stres, nefes darligi ve hizli nefes alma gibi solunum semptomlari ile kendini gösterebilir. Solunum hastaligi olmayan kisiler için bu genellikle bir sorun degildir. Ancak astim ve kronik obstrüktif akciger hastaligi, amfizem ve kronik bronsit olanlarda sorun olabilir. Hatta stresin neden oldugu hizli nefes alma, panik atak egilimli kisilerde panik ataga neden olabilir. Gevseme, nefes alma ve diger bilissel davranis stratejilerini gelistirmek için yardim alinabilir.
Kalp ve kan damarlari, vücudun organlarina beslenme ve oksijen saglamada görev alirlar. Bu siteme kardiyovasküler sistem denir. Kalp ve damarlarin aktivitesi vücudun strese verdigi tepkide de koordine edilir.
Akut stres kalp atis hizinin artmasina ve kalp kasinin daha güçlü kasilmalarina neden olur. Adrenalin, noradrenalin ve kortizol hormonlari bu etkiler için haberciler olarak hareket eder. Akut stres dönemi geçtikten sonra vücut normal durumuna döner.
Kronik stres, kalp ve kan damarlari için uzun vadeli sorunlar olusturabilir. Kalp atis hizindaki sürekli artis ve yüksek stres hormonlari ve kan basinci seviyeleri vücuda zarar verebilir. Strese bagli bu durum uzun süreli devam ederse, hipertansiyon, kalp krizi veya felç riskini artirabilir.
Tekrarlanan akut stres ve kalici kronik stres, dolasim sistemindeki, özellikle koroner arterlerde sorun olusmasina katkida bulunabilir.
Stresle iliskili kalp hastaligi riski, kadinlarin premenopozal veya postmenopozal olmasina bagli olarak farklilik gösterir. Menopoz öncesi kadinlarda östrojen seviyeleri, kan damarlarinin stres sirasinda daha iyi tepki vermesine yardimci olur. Böylece vücutlarinin stresle daha iyi basa çikmasina ve onlari kalp hastaligina karsi korumasina yardimci olur. Menopoz sonrasi kadinlar, östrojen kaybi nedeniyle bu koruma düzeyini kaybederler.
Strese karsi endokrin yanit olusur. Stres hipotalamik-hipofiz-adrenal eksenini içeren bir dizi olaylari baslatir. Sonuçta, “stres hormonu” olarak adlandirilan kortizol içeren glukokortikoidler adi verilen steroid hormonlarinin üretiminde bir artis olusur.
Stres durumunda beyin ve endokrin sistemi birbirine baglayan hipotalamus, hipofiz bezine bir hormon üretmesi için sinyal gönderir. Bu durumda da böbreklerin üzerinde bulunan adrenal bezlere üretimi artirmak için sinyal gönderilir. Burada kortizol salgilanir.
Kortizol, karacigerden glikoz ve yag asitlerini harekete geçirerek mevcut enerji yakit seviyesini arttirir. Kortizol normalde gün boyunca degisen seviyelerde üretilir. Uyandiktan sonra konsantrasyonu artar ve gün boyunca yavasça düserek günlük bir enerji döngüsü saglar. Stresli bir olay sirasinda kortizoldeki artis, uzun süreli veya asiri zorlukla basa çikmak için gereken enerjiyi saglayabilir.
Kortizol dahil olmak üzere glukokortikoidlerin, bagisiklik sistemini düzenlemek ve iltihabi azaltmak için önemli görevleri vardir. Kronik stres bagisiklik sisteminin bozulmasina neden olabilir.
Bagirsakta beyinle sürekli iletisim halinde olan milyonlarca nöron vardir. Stres, bu beyin-bagirsak iletisimini etkileyebilir ve agri, siskinlik ve diger bagirsak rahatsizliklarini tetikleyebilir. Bagirsakta ayrica beynin sagligini etkileyebilecek, milyonlarca bakteri bulunur. Stres, bagirsak bakterilerinde degisikliklere neden olur. Bagirsak sinirleri ve bakterilerinde olusan degisiklikler beyni güçlü bir sekilde etkiler.
Midede strese bagli agri, siskinlik, mide bulantisi ve diger mide rahatsizliklarini olusabilir. Siddetli stres durumunda kusma meydana gelebilir. Ayrica stres istahta gereksiz bir artisa veya azalmaya neden olabilir.
Bagirsakta strese bagli agri ve siskinlik olusabilir. Stres ishale veya kabizliga neden olabilir. Ayrica stres bagirsakta agrili olabilen kas spazmlari olusturabilir.
Bagirsaklar, vücudu bakterilerden korumak için siki bir bariyere sahiptir. Stres, bagirsak bariyerini zayiflatabilir ve bagirsak bakterilerinin vücuda girmesine izin verebilir. Bu bakterilerin çogu bagisiklik sistemi tarafindan kolayca halledilse ve bizi hasta etmese de sürekli düsük inflamatuar eylem olusturur. Bu durum da kronik hafif semptomlara yol açabilir.
Stres, özellikle inflamatuar bagirsak hastaligi veya irritabl bagirsak sendromu gibi kronik bagirsak rahatsizliklari olan kisileri daha fazla etkiler. Bunun nedeni ise bagirsak sinirlerinin daha hassas olmasi, bagirsak mikrobiyotasindaki degisiklikler, yiyeceklerin bagirsakta ne kadar hizli hareket ettigi ve/veya bagirsak bagisiklik tepkilerindeki degisikliklerdir.
Sinir sisteminin birkaç bölümü bulunur.
Otonom sinir sistemi, strese fiziksel tepkide dogrudan bir role sahiptir ve sempatik sinir sistemi ve parasempatik sinir sistemi olarak ikiye ayrilir. Vücut stresli oldugunda sempatik sinir sistemi “dövüs ya da kaç” tepkisi olarak bilinen seye katkida bulunur. Vücudun enerji kaynaklarini bir yasam tehdidiyle savasmaya veya bir düsmandan kaçmaya yönlendirir.
Sempatik sinir sistemi adrenalin (epinefrin) ve kortizol adi verilen hormonlari salinimina neden olur. Bu hormonlar, otonom sinirlerin dogrudan etkisiyle birlikte kalbin daha hizli atmasina, solunum hizinin artmasina, kol ve bacaklardaki kan damarlarinin genislemesine, sindirim sürecinin degismesine ve kan dolasimindaki glikoz seviyelerinin yükselmesine neden olur.
Sempatik sinir sistemi yaniti, vücudu acil bir duruma veya akut strese yanit vermeye hazirlamak için hizli çalisir. Kriz sona erdiginde, vücut genellikle acil durum öncesi duruma geri döner. Bu durumun saglanmasinda parasempatik sinir sistemi görev alir. Ancak parasempatik sinir sistemi asiri aktivitesi, örnegin bronkokonstriksiyonu veya abartili vazodilatasyon ve bozulmus kan dolasimina neden olabilir
Erkek üreme sistemi sinir sisteminden etkilenir. Sinir sisteminin parasempatik kismi gevsemeye, sempatik kismi ise uyarilmaya neden olur. Erkek anatomisinde, savas ya da kaç tepkisi olarak da bilinen otonom sinir sistemi, testosteron üretir ve uyarilma olusturan sempatik sinir sistemini harekete geçirir.
Stres, vücudun adrenal bezler tarafindan üretilen kortizol hormonunu salmasina neden olur. Kortizol, kan basincinin düzenlenmesi ve kardiyovasküler, dolasim ve erkek üreme dahil olmak üzere çesitli vücut sistemlerinin normal isleyisi için önemlidir. Asiri miktarda kortizol olusmasi erkek üreme sisteminin normal biyokimyasal isleyisini etkileyebilir.
Uzun bir süre boyunca devam eden stres, cinsel dürtü veya libidoda düsüse neden olan testosteron üretimini etkileyebilir. Hatta erektil disfonksiyona veya iktidarsizliga neden olabilir. Kronik stres, sperm üretimini ve olgunlasmasini da olumsuz etkiler ve gebe kalmaya çalisan çiftlerde zorluklara neden olabilir.
Stresin Menstrüasyon Üzerine Etkileri Nelerdir?
Stres, ergen kizlar ve kadinlar arasinda menstrüasyonu etkileyebilir. Örnegin yüksek düzeyde stres, adet döngüsünün olmamasi veya düzensiz olmasi, daha agrili dönemler ve döngü uzunlugundaki degisiklikler olusturabilir.
Kadinlar yasamlari boyunca kisisel, ailevi, profesyonel, finansal ve çok çesitli diger talepleri karsilarlar. Stres, dikkat daginikligi, yorgunluk vb. cinsel arzuyu azaltabilir.
Stresin Kadinlarda Hamilelik Üzerine Etkileri Nelerdir?
Stres, bir kadinin gebe kalma yetenegini, hamileliginin sagligini ve dogum sonrasi uyumunu olumsuz etkileyebilir. Asiri stres, bu süre zarfinda depresyon ve kaygi gelistirme olasiligini artirir. Anne stresi, fetal ve devam eden çocukluk gelisimini olumsuz etkileyebilir ve dogumdan sonraki haftalar ve aylarda bebekle baglari bozabilir.
Stres, premenstrüel semptomlari daha da kötülestirebilir veya bunlarla bas etmeyi zorlastirabilir. Premenstrüel semptomlar birçok kadin için stresli olabilir. Bu semptomlar kramp, sivi tutulmasi ve siskinlik, olumsuz ruh hali (sinirlilik) ve ruh hali degisimlerini içerir.
Menopoz yaklastikça kan hormon seviyeleri dalgalanir. Bu degisiklikler kaygi, ruh hali degisimleri ve sikinti duygulari ile iliskilidir. Bu nedenle menopoz basli basina bir stres kaynagi olabilir. Menopozla iliskili bazi fiziksel degisiklikler, özellikle sicak basmasi ile bas etmek zor olabilir. Ayrica duygusal sikinti, fiziksel semptomlarin daha da kötülesmesine neden olabilir.
Stres yüksek oldugunda, herpes simplex virüsü veya polikistik over sendromu gibi durumlarin semptomlarinda artis olur. Üreme sistemi kanserlerinin tani ve tedavisi önemli strese neden olabilir.
Stresi azalmak için faydali stratejiler sunlari içerir:
Bu yaklasimlarin fiziksel ve zihinsel saglik için önemli faydalari vardir. Bunlar saglikli bir yasam tarzi için kritik yapi taslari olustururlar. Ek destek istiyorsaniz veya asiri veya kronik stres yasiyorsaniz;
© Habib Bostan. All RIghts Reserved.
Değerli Hastalarımız:
COVID-19 Nedeniyle Kliniğimizde Aldığımız Önlemler Salgını Nedeniyle Aldığımız Önlemler COVID-19 (Koronavirüs) Salgını nedeniyle korunma amaçlı önlemler alarak hastalarımızı tedavi etmeye devam etmekteyiz. Çünkü siz değerli hastalarımızın sağlığı bizim için çok önemlidir.
Kliniğimizde aşağıdaki önlemleri almaktayız. Randevu aşamasında hastalar öncelikle ateş, öksürük, boğaz ağrısı gibi solunum yolu enfeksiyonu şikayetleri açısından sorgulanmakta, şikâyeti olan hastalar salgın döneminde kliniğimize kabul edilmemektedir. Aynı anda birden fazla hastanın karşılaşmasını önlemek için randevu saatleri her hasta için 30 dakika olarak ayarlanmıştır. Hastalarımızın yanında refakatçi olarak en fazla 2 kişi kabul edilmektedir.
Bütün hasta ve hasta yakınlarının maske takması gerekmektedir. Bekleme alanlarında sosyal mesafeye dikkat edilerek oturulması sağlanmaktadır.
Muayenehanede her gün günlük olarak yüzeyler ve bütün kapı kolları antiseptik temizleyiciler ile temizlenmektedir.
Aldığımız önlemler sizlerin sağlığı içindir. Salgının kontrol altına alınması ve daha fazla yayılmaması için herkes tarafından bu dönemde kurallara uyulması son derece önemlidir. Sağlığınız ve sağlığımız için kurallara uyalım.
Sağlık dolu günlerde buluşmak üzere…
Randevu için Mesajınızı Yazabilirsiniz