Kuru iğne tedavisi akut veya kronik kas iskelet sistemi kaynaklı ağrıların tedavisinde kullanılan bir tedavi yöntemidir. Kuru iğne tedavisi veya intramüsküler stimülasyon (İMS) tedavisi olarak da bilinir ve Kanadalı bir anestezi doktoru tarafından geliştirilmiştir. Çeşitli sebeplerden nedeniyle oluşan, ağrılı, gergin kas bantları ve ağrıyı tetikleyen noktaların, değişik boylardaki iğneler ile uyarılması ile yapılır.
Kuru iğne tedavisi ile kasılıp kısalmış ve bu nedenle ağrıya neden olan kaslar normal boyutlarına döndürülür.
Kuru iğne tedavisi etkili, güvenli ve bilimsel olarak kabul görmüş (FDA onayı almış) bir tedavi yöntemidir.
Kuru iğne tedavisi kas iskelet sistemi ağrısı ve 12 yaşın üstünde olan hastalara uygulanabilir. 12 yaşın altındaki hastalara uyum problemlerinin olmasından ve iğne korkularından dolayı genellikle uygulanmaz. Hipertansiyon, şeker hastalığı gibi kronik hastalıklar kuru iğne tedavisi uygulanması için bir engel oluşturmaz. Belirli şartlara dikkat edildiğinde gebelerde ve kanserli hastalarda da rahatlıkla uygulanabilir. İğne fobisi olan hastalara da kuru iğne tedavisi uygulanabilir. Çünkü hasta iğneyi genellikle hissetmez ve iğne hastada uzun süre kalmaz. Bazen bu işlem bazen birkaç saniye bazen de birkaç dakika sürer.
Boyun bölgesinde bulunan disklerde oluşan bir hasar sonrası disk yapıları omurilik kanalına doğru yer değiştirir. Bu nedenle aynı seviyeden çıkan boyun sinirlerine ve omuriliğe baskı oluşur. Bası sonucu oluşan bu durum boyun fıtığı olarak adlandırılır. Boyun bölgesinde fıtığa bağlı oluşan kas spazmını çözmede kuru iğne tedavisi tek başına veya diğer tedavilerle birlikte uygulanabilir.
Kliniğimizde kuru iğne tedavisi, tens uygulamaları ve manuel terapi seansları ile birlikte uygulanmaktadır. Bu yöntem ile kuru iğne uygulamalarının etkisi artırılmaktadır. Tens uygulaması ile kaslara düşük voltta elektrik akımı verilmektedir. Böylelikle kasılan kaslar normal boyutlarına döndürülmektedir.
Bu yöntem modern ve bilimsel olarak kabul görmüş (FDA onayı almış) bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi yöntemi geleneksel bir tedavi yöntemi değildir.
Kuru iğne tedavisi için çeşitli uzunlukta ve çok ince filiform iğneler kullanılır. Kasılmış ve kısalmış ve bu nedenle ağrıya neden olan kaslara bu çok ince filiform iğneler batırılır. Fonksiyonunu yeterince yerine getiremeyen kaslara bu özel iğneler batırıldıktan sonra kaslardaki spazm çözülür. Kaslardaki bu spazmın çözülmesi, kuru iğne tedavisinin esasını oluşturur. Bu tedavi yöntemi seanslar halinde uygulanır.
Kuru iğne tek başına birçok ağrılı hastalığı tedavi etmede yeterlidir. Bu tedavi ilaç tedavisi, fizik tedavi, kaplıca tedavileri, kinezyoterapi, egzersizlerle ve proloterapi gibi tedavi yöntemleriyle kombine edilebilir.
Akupunktur tedavisinde daha önce bilinen akupunktur noktaları ve meridyenler kullanılır. Kuru iğne tedavisinde ise akupunkturda olduğu gibi noktalar ve meridyenler değil, ağrıya neden olan kısalmış ve kasılmış kaslar tespit edilir. Ağrıya neden olan bu kas bölgesine kuru iğne tedavisi uygulanır. Sonuçta, bu tedavi akupunkturdan tamamen farklıdır.
Tedavinin süresi ve seans sayısı kişiden kişiye değişmektedir. Seans sayısı ve tedavi süresini kişinin yaşı ve hastalığın şiddeti belirler. Yine sorunlu bölgenin büyüklüğü, problemin şiddeti ve süresi de tedavi süresi ve seans sayısını etkiler. Genellikle haftada 1-2 seans olmak üzere toplamda da 6-8 seans yeterli olur.
Kuru iğne tedavisinde kullanılan iğneler normal enjeksiyon için kullanılan iğneler gibi değildir. Bu tür iğneler son derece incedir. Bunun için deriyi geçerken acıyı en aza indirmek ve iğnenin bükülmemesi için bir kılavuz kullanılır. Eğer kaslarda kısalma ve kasılma yoksa (kaslar normalse) genellikle işlem esnasında ağrı oluşmaz. Kaslar, aşırı kasılmış ve kısalmışsa az bir miktar ağrı duyulabilir. Kuru iğne tedavisinin hemen sonrasında hastalar günlük yaşamlarına devam edebilirler.
Kuru iğne uygulamasının ağrı tedavisindeki başarı oranı oldukça yüksektir (%92-95). İlerlemiş vakalarda bile hastaların %80 -90’ı ağrılarının önemli ölçüde azaldığını belirtmektedir. Hafif veya orta şiddetli ya da yakın zamanda başlamış ağrılarda düzelme oranı ilerlemiş vakalara göre çok daha yüksek olarak bildirilmiştir.
Doktorunuz veya ilgili klinik ile iletişime geçerek kuru iğne seans fiyatları hakkında bilgi edinebilirsiniz. İlgili kanun ve yönetmelikler nedeniyle sitede kuru iğne uygulaması seans ücreti bilgisi yayınlamıyoruz.
Kuru iğne uygulaması Kanadalı bir anestezi doktoru olan Dr. Gunn tarafından geliştirilmiş bir ağrı tedavi metodudur (About Dr.Chan Gunn).
Kuru iğne uygulamasının ağrılı sendromların dışında da kullanım alanı vardır.
Kuru iğneleme spor yaralanmalarında tek başına ya da diğer tedavilerle ile birlikte kullanılabilir.
Vücudumuzun yükünü taşıyan en önemli organlardan biri omurgamızdır. İnsanlar neredeyse bütün hareketlerini omurga sayesinde gerçekleştirmektedir. Omurganın sahibi ne kadar ağırsa, omurganın taşıdığı yük de o kadar fazla demektir. Ani kilo artışıyla omurganın üzerine daha fazla yük bindiği durumlarda, boyun sırt ve bel gibi bölgelerde ağrılar oluşur. Bu şekilde ağrı oluşumu en fazla hamilelik döneminde görülür.
Çünkü hamileler kısa sürede çok fazla kilo alırlar. Hamilelerde alınan kilolar nedeniyle bel lorzonu dahada çukur bir hal alır. Oluşan bu durum da sakatlanmalara zemin hazırlar.
Sonuçta gebelik döneminde omurga sorunlarından kaynaklanan birçok ağrılı sendrom oluşur. Görüntüleme yöntemlerinin kullanılamaması bu hastalarda tanı koymada bazı problemlere de yol açar. Ayrıca hamilelerde ilaç tedavisinin de kısıtlayıcı yanları vardır. Kuru iğneleme gebelerde uygulama açısından bazı zorluklar bulunsa da başarı ile kullanılabilir ve sonuçlar oldukça başarılıdır.
Baş ağrısı şikayetlerinin çoğu migren ve gerilim tipi baş ağrılarıdır. Baş ağrılarının en sık nedenleri şunlarla ilişkilidir.
Düzenli olarak ilaçların kullanılmasına rağmen tedaviye yanıt vermeyen baş ağrısı hastalarında ilaç dışı tedavi seçenekleri değerlendirilmelidir. Bu hastalarda kuru iğne tedavisi ilaçsız bir tedavi seçeneği olarak kullanılabilir.
Kuru iğneleme, şiddetli kas gerginliğinin neden olduğu baş ağrılarını ve migrenleri rahatlatmaya yardımcı olur. Miyofasial tetik nokta; kas içinde palpe edilebilen ve basmakla ağrılı olabilen noktalardır. Kasların kasılması, gerilmesi ya da tetik noktaya basınç uygulanması ile bu noktalarda ağrı ortaya çıkar. Bu ağrı uzak bölgelere yayılım gösterebilir ve bu durum yansıyan ağrı olarak adlandırılır.
Miyofasial tetik noktalar aktif ve latent olmak üzere ikiye ayrılır. Aktif tetik noktalarda basınç uygulanmaksızın ağrı bulunur. Daha açık bir ifadeyle spontan veya hareketle ilişkili ağrı vardır. Latent tetik noktalarda ise sadece uygulanan basınç ile ağrı oluşur. Aktif tetik noktaları, baş ağrıları ve migrenlerle ilgili semptomları taklit eden ağrıya neden olur. Bu tetik noktalar, ayrıca baş ağrılarına ve migrene neden olabilir.
Migren hastalarında miyofasiyal tetik noktaları bulunmuştur. Tek taraflı migrende, üst trapeziusta, sternokleidomastoid ve temporalis kaslarında aktif miyofasiyal tetikleme noktaları bulunabilir. İki taraflı migrenli hastalarda üzerinde yapılan bir çalışmada, %94'ünün temporalis ve subokipital kaslarda miyofasiyal tetikleyici noktaları gösterilmiştir. Miyofasiyal tetikleyici noktaların sayısı, migren baş ağrılarının sıklığı ve hastalığın süresi ile ilişkilidir. Boyun, baş ve omuz kasları ağrıları ile migren atakları arasında bir bağlantı vardır. Boyun bölgesinden çıkan sinirlerin uyardığı bir kasta bulunan miyofasiyal tetik noktası migren atağını ve atak sıklığını kötüleştirebilir.
Düzenli olarak ilaçların kullanılmasına rağmen tedaviye yanıt vermeyen baş ağrısı hastalarında ilaç dışı tedavi seçenekleri değerlendirilmelidir. Bu hastalarda kuru iğne tedavisi ilaçsız bir tedavi seçeneği olarak kullanılabilir.
Kuru İğneleme, şiddetli kas gerginliğinin neden olduğu baş ağrılarını ve migrenleri rahatlatmaya yardımcı olur. Kuru İğneleme, aktif tetik noktaları bulunan kaslara küçük filament iğnelerinin batırılması ile gerçekleştirilir. Bu iğneleme ile kaslarda, kimyasal, vasküler ve hücresel değişiklikler oluşur ve kısalmış kaslar uzar. Kuru iğnelemenin etkileri genellikle etkilenen kasların uzaması ile hissedilir. Ancak ağrıyı ortadan kaldırmak ve kalıcı değişiklikler yapmak için birden fazla tedavi seansına ihtiyaç vardır.
Dünyada ve ülkemizde çok sayıda insan kronik ağrı çekmektedir. Yaygın kronik ağrı nedenlerinden biri de Fibromiyalji hastalığıdır. Fibromiyaljinin tanı ve tedavisi zordur. Bu nedenle hastalar hem çevreleri hem de hekimler tarafından anlaşılamamaktadır. Dolayısıyla tanı ve tedavi gecikmekte ve süreç daha da zorlaşmaktadır. Fibromiyalji, yorgunluk, uyku, bellek ve duygu durum sorunlarıyla birlikte yaygın kas-iskelet ağrısı ile kendini gösteren bir hastalıktır. Bu hastalığın kesin nedenin ne olduğu henüz bilinmemektedir. Ancak depresyon, anksiyete ve diğer ağrı problemleri ile ilişkilendirilmiştir. Ağrılar daha çok sırtta ve ensede görülür. Hastalar yorgunluk, bitkinlik ve halsizlik tarifler. Ayrıca vücutlarında ağrılı hassas noktalar bulunur. Bayanlarda daha fazla olan fibromiyalji toplumun yüzde ikisinde görülür. Özellikle otuz ile altmışlı yaşlar arasında ortaya çıkar. Fibromiyalji aslında bir yumuşak doku romatizmasıdır.
Fibromiyalji tanısı konulmasında miyofasiyal tetikleme noktaları kullanılır. Tetik nokta; kas içinde palpe edilebilen ve basmakla ağrılı olabilen noktalardır. Kasların kasılması, gerilmesi ya da tetik noktaya basınç uygulanması ile bu noktalarda ağrı ortaya çıkar. Bu ağrı uzak bölgelere yayılım gösterebilir ve bu durum yansıyan ağrı olarak adlandırılır.
Tetik noktalar aktif ve latent olmak üzere ikiye ayrılır. Hastalarda tetik noktalarının sınıflandırılması, hastanın ağrısının şiddetini belirlemesine yardımcı olur. Aktif tetik noktalarda basınç uygulanmaksızın ağrı bulunur. Daha açık bir ifadeyle spontan veya hareketle ilişkili ağrı vardır. Latent tetik noktalarda ise sadece uygulanan basınç ile ağrı oluşur. Ayrıca aktif tetik noktalarında yansıyan ağrı gözlenebilir. Yanı tetik noktanın uzağında bulunan bölgelerde de ağrı hissedilir. Latent tetik noktada yansıyan ağrı bulunmaz. Bu noktalarda ağrı lokalizedir.
Kuru iğneleme ağrılı kas spazmları tedavisi için uygulanır. Farklı uzunluklardaki çok ince iğnelerin spazm olan kaslara batırılarak spazmın çözülmesi kuru iğne tedavisi yönteminin esasını oluşturur. Kuru iğnelemenin vücutta nasıl çalıştığına dair kesin mekanizma hala araştırılmaktadır. Çok fazla ayrıntıya girmeden, mevcut teoriler, iğnenin tetik noktalara batırılmasıyla mikro düzeyde zedelenmeye yol açtığını öne sürmektedir. Bu mikro hasar, vücutta iyileştirici kimyasalların açığa çıkmasını sağlar. Beyine giden uyarılarla zedelenen bölgede yoğunlaşan iyileştirici etkenler, akut zedelenme ile birlikte kronik sorunun da ortadan kalkmasına yardımcı olur. Kuru iğnelemenin Fibromiyalji hastalığının tedavisinde kullanımı ile tedavide ümit verici sonuçlar alınmaktadır. Kuru iğne uygulamaları, bu hastalıkla ilişkili uyku, yorgunluk, anksiyete ve depresyon gibi semptomları azaltmaktadır.
Çoğu insanda ağrıya neden olan yapısal bir bozukluklar vardır. Bu insanların omurgalarında (bel, sırt, boyun), omuzlarında, diz eklemlerinde, topuklarında vs. ağrı oluşturacak bir neden bulunur. Bu bozukluklar ağrı bölgesine göre dejeneratif disk hastalığı, disk aralığında daralma, servikal ve lomber spondiloz, rotator manşon tendopatisi, impingement sendromu ve patellofemoral kondromalezi gibi durumlardır. Bu durumların hepsi kas iskelet sistemindeki sorunlar sonucu ortaya çıkar. Aynı zamanda radikülonöropati ile birliktedirler.
Eklemlerdeki, omurgadaki ve yumuşak dokulardaki yıpranma ve bozulma bir sonuçlarıdır. Bu yıpranma ve bozulma her zaman ağrı ile birlikte değildir. Mesela omurga MR’ı çalışmalarında hiçbir şikâyeti olmayanların %30 unda disk patolojileri tespit edilmiştir. Bunun tam tersi bel ağrılı hastaların %40’ında hiçbir disk sorununa rastlanmamaktadır.
Acil olarak cerrahi müdahale gerektirecek durumlar haricinde; görüntüleme yöntemlerinde yapısal anormallikler bulunsa bile ağrının nedeni çoğu zaman segmental seviyelerdeki bir radikülopati ile ilişkilidir. Görüntüleme yöntemleri ile gösterilen tablolar her zaman ağrının gerçek sebebi olmayabilir. Kas kısalığının tedavisi ağrıyı iyileştirecektir.
© Habib Bostan. All RIghts Reserved.
Değerli Hastalarımız:
COVID-19 Nedeniyle Kliniğimizde Aldığımız Önlemler Salgını Nedeniyle Aldığımız Önlemler COVID-19 (Koronavirüs) Salgını nedeniyle korunma amaçlı önlemler alarak hastalarımızı tedavi etmeye devam etmekteyiz. Çünkü siz değerli hastalarımızın sağlığı bizim için çok önemlidir.
Kliniğimizde aşağıdaki önlemleri almaktayız. Randevu aşamasında hastalar öncelikle ateş, öksürük, boğaz ağrısı gibi solunum yolu enfeksiyonu şikayetleri açısından sorgulanmakta, şikâyeti olan hastalar salgın döneminde kliniğimize kabul edilmemektedir. Aynı anda birden fazla hastanın karşılaşmasını önlemek için randevu saatleri her hasta için 30 dakika olarak ayarlanmıştır. Hastalarımızın yanında refakatçi olarak en fazla 2 kişi kabul edilmektedir.
Bütün hasta ve hasta yakınlarının maske takması gerekmektedir. Bekleme alanlarında sosyal mesafeye dikkat edilerek oturulması sağlanmaktadır.
Muayenehanede her gün günlük olarak yüzeyler ve bütün kapı kolları antiseptik temizleyiciler ile temizlenmektedir.
Aldığımız önlemler sizlerin sağlığı içindir. Salgının kontrol altına alınması ve daha fazla yayılmaması için herkes tarafından bu dönemde kurallara uyulması son derece önemlidir. Sağlığınız ve sağlığımız için kurallara uyalım.
Sağlık dolu günlerde buluşmak üzere…
Randevu için Mesajınızı Yazabilirsiniz