Topuk kemiği ayağın arka kısmında bulunur ve ayak bileğinde eklemleri oluşturan kemiklerden bir tanesidir. Topuk kemiğinin arkasına aşil tendonu yapışır ve bu tendon da ayak bileğini kendimize doğru çekmemizi sağlar. Topuk kemiğinin arka kısmında aşil tendonunun yapışma yerinde bulunan kemik çıkıntının normalden yüksek olması Haglund'un Deformitesi olarak isimlendirilir. Bu deformiteye bağlı olarak yürüme esnasında bu kemik çıkıntısının aşil tendonuna sürtünmesi sonucu ortaya çıkan ağrılı duruma “Haglund Hastalığı” denir.
Haglund'un deformitesi, topuğa sıkça baskı yapıldığında ortaya çıkar. Özellikle topuğu çok sıkı veya sert olan ayakkabılar giymekten kaynaklanabilir. Pompa tarzı yüksek topuklu ayakkabı giyen kadınlarda sıklıkla Haglund'un deformitesi gelişir. Bu nedenle bazen Haglund'un deformitesi "pompa darbesi" olarak da adlandırılır. Yüksek ayak kemeri varsa veya topuğun dış tarafında yürümek Haglund'un deformitesini gelişme riskini artırmaktadır.
Kalıtımın da Haglund'un deformitesi oluşumunda rolü vardır. Haglund'un deformitesi geliştirmeye eğilimli olabilecek kalıtsal ayak yapıları şunlardır.
Aşil tendonu ile topuk kemiği arasında “retrokalkaneal bursa” olarak adlandırılan koruyucu bir kese vardır. Hastalığın başlangıcında sürtünme ile önce bu kesede ödem oluşur ve ödem nedeniyle topuk arkasında ağrı oluşur. İlerleyen zamanlarda da sürtünme devam ederse kesenin koruyucu etkisi ortadan kalkar ve aşil tendon kılıfında tenosinovit ismi verilen ağrılı bir durum oluşur. Buna rağmen sürtünmenin devam etmesi halinde ise aşil tendonunda yıpranma meydana gelir. Aşil tendonunda oluşan bu yıpranma durumu tendonun kopmasına da neden olabilir.
Haglund'un deformitesi bir ya da iki ay içinde ortaya çıkabilir. Belirtiler şunları içerebilir:
Fizik muayene ile Haglund hastalığının tanısı konulabilir. Ancak ayak bileğinin röntgeni ile kemik çıkıntının boyutunun tespit edilmesi ve konulan tanının doğrulanması gerekir. Konservatif tedavinin başarısız olduğu durumlarda mutlaka ayak bilek MR çektirmek gerekir. MR ile aşil tendonunda dejenerasyon olup olmadığı tespit edilebilir.
Hastalığın başlangıç dönemimde (retrokalkaneal bursit dönemi veya tenosinovit döneminde) sürtünmeyi önlemek için topuğu yükseltici tabanlıklar antienflamatuvar ilaçlar ile birlikte kullanılır.
Bu tedavi yeterli olmazsa retrokalkaneal bursa içerisine 2’den fazla olmamak üzere steroid enjeksiyonu uygulanabilir. İkiden fazla steroid uygulanması aşil tendonunda kopma riskini artırdığı unutulmamalıdır.
İlaç tedavisi: Oral nonsteroid antienflamatuar ilaçlar (NSAID'ler) kullanılabilir.
Buz: Şişmeyi azaltmak için iltihaplı bölgeye bir buz torbası uygulanabilir. Egzersizler: Germe egzersizleri aşil tendonundan gerginliği hafifletmeye yardımcı olur.
Topuk yastıkları: Ayakkabı içine yerleştirilen pedler topuğu yastıklar ve yürürken tahrişi azaltmaya yardımcı olabilir.
Ayakkabı modifikasyonu: Sırtı açık veya yumuşak sırtlı ayakkabılar tahrişi önlemeye veya en aza indirmeye yardımcı olur.
Fizik Tedavi: Ultrason gibi fizik tedavi yöntemleri, iltihabı azaltmaya yardımcı olabilir.
Ortez cihazları: Ayaktaki hareketi kontrol etmeyi destekler.
Haglund'un deformitesinin cerrahi olmayan tedavisinde amaç retrokalkaneal bursa iltihabını azaltmaktır. Bu yaklaşımlar ağrıyı ve iltihabı giderebilirken, kemik çıkıntısını küçültmezler. Eğer konservatif tedavi ile başarılı olunamaz ise veya hastada aşil tendonunda kopma riski yaratacak miktarda dejenerasyon varsa cerrahi uygulanabilir.
© Habib Bostan. All RIghts Reserved.
Değerli Hastalarımız:
COVID-19 Nedeniyle Kliniğimizde Aldığımız Önlemler Salgını Nedeniyle Aldığımız Önlemler COVID-19 (Koronavirüs) Salgını nedeniyle korunma amaçlı önlemler alarak hastalarımızı tedavi etmeye devam etmekteyiz. Çünkü siz değerli hastalarımızın sağlığı bizim için çok önemlidir.
Kliniğimizde aşağıdaki önlemleri almaktayız. Randevu aşamasında hastalar öncelikle ateş, öksürük, boğaz ağrısı gibi solunum yolu enfeksiyonu şikayetleri açısından sorgulanmakta, şikâyeti olan hastalar salgın döneminde kliniğimize kabul edilmemektedir. Aynı anda birden fazla hastanın karşılaşmasını önlemek için randevu saatleri her hasta için 30 dakika olarak ayarlanmıştır. Hastalarımızın yanında refakatçi olarak en fazla 2 kişi kabul edilmektedir.
Bütün hasta ve hasta yakınlarının maske takması gerekmektedir. Bekleme alanlarında sosyal mesafeye dikkat edilerek oturulması sağlanmaktadır.
Muayenehanede her gün günlük olarak yüzeyler ve bütün kapı kolları antiseptik temizleyiciler ile temizlenmektedir.
Aldığımız önlemler sizlerin sağlığı içindir. Salgının kontrol altına alınması ve daha fazla yayılmaması için herkes tarafından bu dönemde kurallara uyulması son derece önemlidir. Sağlığınız ve sağlığımız için kurallara uyalım.
Sağlık dolu günlerde buluşmak üzere…
Randevu için Mesajınızı Yazabilirsiniz