Ozon tedavisi güvenli, etkili ve bilimsel bir tıbbi uygulamadır. Ozon tedavisi hakkında bilinmesi gereken en önemli özellik, hastaya ve hastalığa özel olarak vücuda farklı yollarla verilebilmesidir.
Belirli bir miktarda ozon/oksijen karışımının vücut boşluklarına veya dolaşım sistemine verilmesi ile yapılan iyileştirici tedaviler ozon tedavisi dolarak isimlendirilmektedir.
Ozon, üç oksijen atomundan oluşan renksiz, keskin kokulu ve doğal bir gazdır. Ozon gazı, tıpta hastalıkların tedavisinde 100 yıldan fazla zamandır kullanılmaktadır. Oldukça eski bir tedavi yöntemi olmakla birlikte her geçen gün yararlı etkilerinin sayısı ve kullanımı artmaktadır.
Özellikle 2021 yılında bağışıklık sistemine olan katkısı ve virüslere karşı koruma sağlamasından dolayı hastalar tarafından tercih edilmektedir.
Ozon tedavisi beyaz kan hücrelerinin oluşumunu ve fonksiyonun artırır. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve enfeksiyonlara karşı direnci artırır. Detoks edici özelliği sayesinde vücutta bulunan kimyasal maddelerin temizlenmesini sağlar. İlaçlara olan bağımlılığı azaltır.
Ozon, virüs zarının polipeptit zincirlerini etkiler ve bu nedenle virüs hedef hücrelere (hepatositlere) bağlı kalamaz. Ayrıca virüs proteinlerinin sentezinde yer alan ters transkriptaz enziminin aktivitesini değiştirir ve böylece virüsün üreme döngüsü bozulur. Zarflı virüsler, ozonla kolayca reaksiyona giren daha fazla lipit içerdiğinden ozona karşı daha duyarlıdır.
Aldığımız her nefeste dışarıdan ihtiyacımız olan oksijeni alırız. Nefesle aldığımız oksijen kana geçer ve kan yoluyla vücudumuzun tüm hücrelerine dağıtılır. Ancak bazı insanlarda vücut hücrelerine giden oksijen miktarında azalma olabilir. Hava kirliliğine uzun süreli maruz kalma, uzun süreli sigara kullanımı, yetersiz egzersiz ve hareketsiz yaşam, stres, uygun olmayan gıdalar, kalp damar ve akciğer hastalıkları gibi durumlar bu durumlara örnek olarak verilebilir.
KOAH, Astım ve Amfizem gibi solunum yolu hastalıklarında da dokulara giden oksijen ile ilgili sorunlar yaşanmaktadır. Böyle hastalıkların tedavisinde kullanılan ozon, oluşan oksidatif strese uyumu sağlamaktadır.
Ozon terapi; torbalama yöntemi, kan yolu ile verilme, eklem için uygulaması ve rektal olarak uygulanması olarak 4 temel yöntemi bulunmaktadır.
Ozon tedavisi bağışıklık sistemini güçlendirir, metabolizmayı hızlandırır, güçlü bir antimikrobiyal etkisi gösterir ve vücudun oksijen kapasitesini artırır.
• Enfeksiyonların kontrol edilmesi
• Bağışıklık sistemin güçlendirilmesi,
• Bronşların obstrüksiyonunun çözülmesi
• Alerjik reaksiyonlar ve oksijen azlığı ile mücadele edilmesi
Astım hastalığında hastalarda nefes alıp verme zorluğu oluşur. Bu durumda hastanın kanında oksijen oranı düşer ve karbondioksit oranı ise artar. Ozon tedavisi uygulanan tüm insanlarda olduğu gibi astım hastalarında da enfeksiyon etkenlerini giderir ve bağışıklık sistemini güçlendir. Ayrıca ozon tedavisi ile kanda artan oksijen oranı nedeniyle vücudun kendini tedavi etme mekanizması tetiklenir.
Ozonun damar açıcı (vazodilatator) etkisi vardır. Bu etkisi ile astım hastalarının rahatlamasına neden olur. Kanın artan oksijen taşıma kapasitesi sonucu dokulardaki oksijen azlığı (hipoksi) sorununu giderir.
Ozonun tedavisinin akciğerlerdeki bronşlar üzerindeki olumlu etkisi bulunur. Burada yaptığı etki ile düz kaslar gevşer ve bronş spazmı çözülür. Oluşan bu durumda da solunum rahatlar.
Ozon ile hem hücresel hem de humoral bağışıklık sistemi aktive olur. Ozon, endojen organizmanın viral enfeksiyona karşı savunmasının en önemli faktörlerinden biri olan humoral bağışıklıktan sorumlu öldürücü (Killer-K) hücrelerin sentezinde bir artışla sonuçlanan sitokinlerin (özellikle de interferon) oluşumunda bir artışa neden olur. B-lenfositlerin işlevini düzenleyen T-yardımcı hücreler üzerine etki ile de immünoglobulinler üretilir.
Ozon, trombosit agregasyonunda bir azalmaya, fibrinolitik aktivitede bir artışa ve ikincil reaktif inflamasyonun gelişmesini önleyen kanın hipoagülasyonuna neden olan hemostaz üzerinde olumlu bir etki yapar. Bu etki ile Mikronekroz ve mikro tromboz oluşumlarının düzelmesine yardımcı olur.
Alkol kaynaklı hepatitte, ozon tarafından indüklenen peroksitlerin oluşumu, lipit peroksidasyon işlemleri aktive edildiğinde hepatositte savunucu bir rol oynayan glutatyon sisteminin antioksidan detoksikasyon mekanizmasını başlatır.
Tedavi sonrasında biyokimyasal ve immünolojik kan değerleri çoğu vakada normale döner. Hepatit tedavisinde ozon, tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanılabilir.
Ozon tedavisi uygulanan hasta ilk seans ile birlikte ağrılarında azalma hisseder. Fakat ilk uygulamanın etkisi sınırlıdır. Genel olarak 8-10 seans sonunda tam olarak etkilerini göstermektedir.
Düzenli aralıklarla uygulanması ile hasta kendini daha enerjik ve canlı hisseder. Etkisi kalıcıdır; fakat yaşa ve hastalığa göre bu durumda biraz değişmeler gözlemlenebilir.
Ozonun kanserde etkili olduğu fikri 1900’lu yılların başında ortaya çıkmıştır. Günümüzde ozon tedavisinin kanserde etkili olduğunu iddia edenler esas olarak, Dr. Otto Warburg’un kansere ilişkin teorileri yer almaktadır.
Solunum enzimleri üzerindeki araştırmaları nedeniyle 1931 yılında Nobel Ödülüne layık görülen Dr. Otto Warburg kanser hücrelerinin solunum hızının diğer hücrelerden daha düşük olduğunu bulmuştur.
Kanser hücrelerinin düşük oksijenli ortamlarda büyüdüğü ve dolayısıyla oksijen düzeyinin artırılmasının bu hücreleri öldürebileceğini iddia etmiştir. Ancak teknik ilerlemeler, ortamda daha fazla oksijen olsa bile bu durumun, kanser hücrelerinin yok olmasına neden olmadığını gösterilmiştir.
Yapılan bazı çalışmalarda; oksijen tedavisinin radyoterapi ve kemoterapiyle birlikte uygulamasının yararlı olup olmadığı araştırılmıştır.
Ozon tedavisinin etki mekanizması göz önüne alındığında, kemoterapi ve radyoterapi gören hastalara ozon uygulamasının hasta yararına sonuçlar doğuracağı açıktır.
Ozon tedavisi immun sistemi destekleyerek insan vücudunun kanser hücreleri ile savaşma kapasitesini artırır. Yine ozon tedavisi, dokuların kanlanmasını ve dolaşımını düzenleyerek kemoterapi ve radyoterapinin etkinliğini artırır. Çünkü kemoterapi ve radyoterapinin etkili olabilmesi için kanser dokusunun iyi düzeyde kanlanması gerekmektedir.
Diğer taraftan kemoterapi ve radyoterapiden kaynaklanan yan etkilerin (yorgunluk, bitkinlik, saç dökülmesi, karaciğer hasarı, radyoterapiden kaynaklanan yara ve cilt yanıkları vb.) azalmasına destek olur.
Bu destekleyici tedavinin bilinen ciddi bir yan etkisinin olmaması, kanser tedavisine ek yük getirmemesi ve pek çok hastanın yaşam konforunu ve tedavi etkinliğini artırması ümit vericidir.
Hastalara tek başına ozon tedavisini değil, uygulanan kemoterapi ve radyoterapi kürleri ile birlikte bu tedavi uygulanmalıdır.
Ozon tedavisi şeker hastalığı tedavisinde diğer tedavilerle kombine olarak kullanılabilir. Şeker hastalığının yan etkilerinin giderilmesinde ozon tedavisi etkili bir yöntemdir. Majör ozon uygulaması yaptıran şeker hastaları şekerin yan etkilerinden korunur.
Kan şekeri, ozonun etkisiyle vücutta bulunan doku ve hücrelere daha kolay girmektedir. Bu etkisi ile tip 2 şeker hastalarının en önemli sorunu olan kan şekeri yüksekliğinin tedavisinde yardımcı olur.
Ozon tedavisi uygulanan hastaların kan şeker düzeyleri dikkatle takip edilmelidir. Çünkü ozon tedavisi sonrasında kan şeker düzeyi düşebilir. Ozon tedavisi ile şeker hastalarının tedavide ihtiyacı olan ilaç dozları da azalmaktadır. Tedavi sonrası takip edilen kan şeker düzeyine göre şeker ilaçları tekrar düzenlenmelidir.
Ozon tedavisi sonrasında kan şekerinin düzene girmesi ile birlikte hastaların genel durumu da düzelir. Bağışıklık sisteminin güçlenmesi ile şeker hastalarının korkulu rüyası olan mikrobik hastalıklara yakalanma riski de azalır.
Bağışıklık sistemi bozuklukları nedeniyle alerji oluşur. Alerjik hastalıklardan tedavisi için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bu durumlardan korunma yollarından biri alerjiye neden olan faktörlerden uzak durmaktır. Ancak bazı durumlarda bu mümkün olmamaktadır.
Böyle durumlarda ilaçlar kullanılmaktadır. İlaçları bırakınca alerjik reaksiyonlar kendini yeniden göstermeye başlayabilir. Köklü bir çözüm için ozon tedavisi kullanılabilir.
Herhangi bir hastalığınız olmasa bile sağlıklı yaşlanmak için, enerji artışını sağlamak için, eklem kıkırdak dokusunu rejenere etmek ve bağışıklık sistemini dengeye sokmak için ozon tedavisini herkes yaptırabilir. Sağlıklı yaşamak ve yaşlanmak ve ozon tedavisini öneriyoruz.
Ozon tedavisinin en yaygın kullanım alanlarından biri de dolaşım bozukluklarıdır. Ozon tedavisinin dolaşım bozukluklarını iyileştirici etkisi çok sayıda tıbbi çalışma ile kanıtlanmıştır. Ozon tedavisi, klasik tedaviye ek olarak veya tamamlayıcı olarak kullanılabilir.
Ozon gazı solunduğunda toksiktir. Göz ve hava yollarını tahriş edebilir. Ancak deneyimli bir ekiple yapılan uygulamalarda herhangi bir yan etkisi gözlenmemiştir.
Ozon, doğru uygulandığında neredeyse hiçbir yan etkisi yoktur.
Ancak;
kullanılmaz.
PRP tek başlarına dokuya verildiğinde içeriğinde bulunan büyüme faktörlerini hemen ortama bırakmazlar. Bunun için bu faktörlerin aktive edilmesi ve uyarılmaları gerekir. Ozon gazı da trombositlerde bulunan büyüme faktörlerini hızlı bir şekilde aktive eder.
Ozonla yapılan PRP uygulamalarının sonuçlarının daha iyi olduğu gösterilmiştir. Deriyi gençleştirici etkisini ve ciltte yarattığı parlaklık efektlerini tedavinin hemen ardından görebilirsiniz.
Ozon tedavisi vücudu hastalıklara karşısında güçlendiren bir tedavi yöntemidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar ile ozon tedavisinin insan vücudunun kendini tedavi edici faktörleri aktive ettiği gösterilmiştir.
Ozon tedavisi denilince aklımıza öncelikle major otohemoterapi gelmelidir. Bu uygulamada kana karıştırılan ozon/oksijen karışımı birtakım reaksiyonlar başlatır.
İhtiyacı olan dokulara daha fazla oksijen sağlanır. Bu sayede tüm vücutta hızlı bir yenilenme ve tazelenme başlar. Bu şekilde anti-aging etki ortaya çıkar.
Ozon terapisi cilt yenilenmesi için de kullanılmaktadır. Ozon terapisi cildin doğal fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlayarak kendini yenilemesini uyarır ve cildin yaşlanması durdurulabilir.
Diz ağrısının birçok nedeni bulunmaktadır. Yıllar içinde oluşan zorlanmalar ve yaşlanma diz ekleminde dejenerasyona neden olur. Aynı zamanda romatizma gibi hastalıklar ve kıkırdak sentezinin azaldığı eklem hastalıkları da dizde sorun çıkarmaktadır.
Diz eklemi içerisine ozon gazının enjekte edilmesi diz kaynaklı ağrı ve hareket kısıtlılığı şikayetlerini hızlı bir şekilde azaltır. Ozonun dizde hiçbir yan etkisi ve zararı yoktur.
Ozon bilindiği gibi aktif oksijendir ve eklem içerisine verilen bu aktif oksijen ağrıyı ve enflamasyonu giderir. Diz artrozlarda yani kireçlenmelerde ozon tedavisi, PRP ile birlikte de kullanılabilir.
Kronik akciğer hastalıkları toplumda en sık karşılaşılan rahatsızlıklardır. KOAH yani kronik obstruktif akciğer hastalığı (kronik bronşit, amfizem) halk dilindeki adıyla “kronik bronşit”, olarak da bilinir. Bu hastalıkta akciğerlerdeki bronşların daralması sonucu soluk alıp verme sırasında hava akımı kısıtlanır.
Hastalarda solunum sıkıntısı, endişe, korku ve kronik yorgunluk görülür. Yeterli oksijen alabilmek için harcanan çaba solunum kaslarını aşırı yorar ve kişiyi halsiz bırakır. Aynı zamanda oluşan solunum sıkıntısı hastanın günlük aktivitesini ve egzersiz kapasitesini düşürür.
Bu hastalarda bağışıklık sistemi ozon tedavisiyle yeniden güçlenir. Kan dolaşımında bağışıklık sistem ajanları artar ve fagosit nötrofiller aktive olur. Ozon tedavisi ile bronşların inflamasyonu azalır ve solunum rahatlar.
Astımın tedavisinde ise iyileştirilmesi gereken temel sorunlar bronşların daralmasının giderilerek hava alışverişinin sağlanması ve alerjik sorunların ortadan kaldırılmasıdır. Ayrıca bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve enfeksiyonlardan korunmak gerekir.
Nefes alıp verme zorluğu yaşayan astım hastası kanında oksijen oranı düşer ve karbondioksit yükselir. Ozon bu hastalarda bağışıklık sistemini güçlendirir ve kanın oksijenlenmesi yoluyla tedavi edici olmaktadır. Tedavi sonucunda bu hastaların boğulma hissi, zor nefes alıp verme şikayetlerini düzeltir.
Ozon tedavisiyle kullanılmak zorunda kalınan ilaçların dozunu azaltır.
Ozon tedavi yönteminin uygulanmasında tecrübeli sağlık personeli ve tıbbi ekipman oldukça önemlidir. Medikal ozon uygulaması kesinlikle eğitimli sağlık personeli tarafından uygulanmalıdır.
Bizler ozon tedavisi İstanbul-Bakırköy'de bulunan kliniğimizde steril ortamlarda uyguluyoruz.
© Habib Bostan. All RIghts Reserved.
Değerli Hastalarımız:
COVID-19 Nedeniyle Kliniğimizde Aldığımız Önlemler Salgını Nedeniyle Aldığımız Önlemler COVID-19 (Koronavirüs) Salgını nedeniyle korunma amaçlı önlemler alarak hastalarımızı tedavi etmeye devam etmekteyiz. Çünkü siz değerli hastalarımızın sağlığı bizim için çok önemlidir.
Kliniğimizde aşağıdaki önlemleri almaktayız. Randevu aşamasında hastalar öncelikle ateş, öksürük, boğaz ağrısı gibi solunum yolu enfeksiyonu şikayetleri açısından sorgulanmakta, şikâyeti olan hastalar salgın döneminde kliniğimize kabul edilmemektedir. Aynı anda birden fazla hastanın karşılaşmasını önlemek için randevu saatleri her hasta için 30 dakika olarak ayarlanmıştır. Hastalarımızın yanında refakatçi olarak en fazla 2 kişi kabul edilmektedir.
Bütün hasta ve hasta yakınlarının maske takması gerekmektedir. Bekleme alanlarında sosyal mesafeye dikkat edilerek oturulması sağlanmaktadır.
Muayenehanede her gün günlük olarak yüzeyler ve bütün kapı kolları antiseptik temizleyiciler ile temizlenmektedir.
Aldığımız önlemler sizlerin sağlığı içindir. Salgının kontrol altına alınması ve daha fazla yayılmaması için herkes tarafından bu dönemde kurallara uyulması son derece önemlidir. Sağlığınız ve sağlığımız için kurallara uyalım.
Sağlık dolu günlerde buluşmak üzere…
Randevu için Mesajınızı Yazabilirsiniz